Paradigma Nedir?
Paradigma,
yunanca “misal, ilk örnek, örnek olabilen” anlamına gelmektedir. Türkçe;
çerçeve kavram anlamını taşımaktadır. Bilim felsefecisi Thomas Kuhn’un ortaya
attığı ve çeşitli alanlarda kullanılması yaygınlaşan bu kavramı “Bilimsel
Devrimlerin Yapısı (1962)” adlı ünlü eserinde ileri sürdüğü argümanlar ile
geleneksel bilim imgesi ile birlikte alışılagelmiş bilimsel ilerleme anlayışını
ciddi bir şekilde eleştirmiştir.
Kuhn’un bilim tarihine dayanarak oluşturduğu
yepyeni bilim imgesi, bilimin, ‘olağan bilim öncesi dönem’, ‘olağan bilim
dönemi’, ‘bunalım dönemi’ ve ‘bilimsel devrimler’ gibi farklı özelliklere sahip
süreçlerin birbirini takip ettiği bir etkinlik olduğunu göstermektedir. Bu
anlayış da bilimsel süreç bir paradigmanın bunalım yaratan problemi çözmesiyle
başlar; paradigmayla olgu toplama (Kuhn deyimiyle bulmaca çözme) süreci ve
aykırı olgularla karşılaşma süreci devam eder ve son olarak yeni bir paradigmanın
ortaya çıkması ile süreç tamamlanır (Salgar 2015: 247). Kuhn’a göre bu süreçte
bilimsel ilerleme yeni paradigmanın bunalım yaratan problemi çözmesiyle
karakterize olmaktadır. Bu durum Kuhn’a göre açıkça bir bilimsel devrimdir.
Çünkü yeni paradigma birikimci olmayan gelişimci bir sürecin parçasıdır. En
önemli özelliği ise eski paradigmayla bağdaşmamasıdır. O halde Kuhn açısından
bilimsel ilerlemeyi, farklı nitelikteki bir paradigmadan diğer paradigmaya
devrimsel geçişler olarak tanımlanmak yerinde olacaktır (Salgar 2015: 249).
Paradigma,
bilim adamının yetiştiği ortam, onu çevreleyen kavram çerçevesi, fikir
çerçevesi, bilimsel başarılar, gelenek, model, metafizik, kurgu, siyasi
kuramlar kümesi, herkesin kabul ettiği öğretiler bütünü, o dönemde hakim olan dünya
görüşü ve benzeri birçok anlamlarda kullanılmaktadır.
Paradigma;
elde yeni bir teori olmadığı zaman işlev yapan bir modeldir. M.Marterman’a göre
Khun, paradigmayı yirmi bir ayrı anlamda kullanmıştır. Evrensel ölçülerde
bilinen bir bilimsel başarı, mit, bir felsefe ve sporlar takımı, bir ders
kitabı ve klasik bir eser, bütün bir gelenek ve bir model, bir analoji,
başarılı bir metafizik spekülasyon, örf adet hukuku içinde kabul edilmiş bir
cihaz, bir araç kaynağı, resimler ile açıklama biçimi, kural dışı bir kart
destesi, bir araç fabrikası, iki tarzda görülebilen bir algı kalıbı, politik
bir kurumlar takımı, yarı metafiziğe uygulanan bir standart, algılamayı
yönlendiren bir ilke, genel bir epistemolojik görüş noktası, yeni bir görme
tarzı, geniş bir gerçeklik alanı belirleyen bir etken (Bolay 2004: 285).
Paradigma
kavramı bir düşüncenin belirli bir dönem aralığında farklı kişilerce kabul
görmesi olarak en genel şekli ile tanımlanabilir. Bu kabul gören düşünce
çeşitli etmenler doğrultusunda değişim ve
gelişim gösterebilir. Ayrıca bilimsel paradigmalar belli bir süre için
evrensel olarak kabul edilen bilimsel olgular olarak da tanımlanabilir. Bu
olguların zaman içinde yerini yeni fikirlere bırakabilmesi ve yeni olanın kabul
görmesi paradigma değişikliği olarak görülür.
Kuhn’un
bu nihai paradigma betimlemesi, bilim adamının bilimsel faaliyet alanındaki tüm
iç ve dış faktörlerini bilimsel olarak niteleyen bir anlayıştır (Irzık 2010:
35). Kuhn’un paradigma kavramı, eleştirenlerin belirlediği anlamlara denk
gelebilecek biçimde dar kalıplara sıkışmış bir kavram değildir. Daha kapsamlı
ve bilim açısından daha hayati bir unsur olarak algılanmaktadır. Eski bilimsel
anlayıştan daha kapsamlı unsurları içerisinde barındırması nedeniyle, farklı
algılamalara neden olan paradigma, aynı zamanda geleneksel kurallardan daha
fazlasını ifade eden bir kavramdır. Paradigmanın bu özelliğini sürekli
vurgulayan Kuhn, geleneksel kuralların yerine paradigma kavramının
kullanılmasının nedenlerini söyle sıralamaktadır:
·
Paradigmalar ortak kurallardan daha çok
uzmanlığa ve bilim alanlarının çeşitliliğine müsaittir.
·
Paradigma ve kurallar birbirinden
bağımsız işleyen iki unsurdur. Çoğu zaman paradigmalar bilimin yapılmasında
kurallardan daha az bağlayıcıdır ve paradigmaya bağlı çalışmalar bu nedenle
daha az zorlayıcıdır.
·
Paradigmalar olağan bilimi
geliştirilebilir kuralların müdahalesi olmadan da belirleyebilir.
·
Bilimdeki gelişim ve devinime doğru
kırılmaların temelinde kuralların işleyişinden ziyade hakim paradigma üzerindeki
tartışmalar önem arz etmektedir (Khun, Çev. Kuyaş 1982: )
Kaynakça
Kuhn,
Thomas S., Bilimsel Devrimlerin Yapısı, (1969), (Çev. Nilüfer Kuyaş),
Alan Yayıncılık, İstanbul 1982.
Bolay,
Süleyman Hayri,”Felsefe Doktrinleri ve Terimleri Sözlüğü”,(ss. 285-286), 10.
Baskı,
Nobel
Yayınları, Ankara.
Irzık,
Gürol, “20. Yüzyıl Bilim Felsefesi Tarihini Yeniden Yazmak”, (Ed. Sibel Kibar),
Anlam Kavramı Üzerine Yeni Denemeler, (ss. 33-46), Legal Yayıncılık,
İstanbul 2010.
Daştan,
Uğur. “Bilimin Tarihsel Gelişim Sürecinde
Thomas Samuel Kuhn’un Bilim
Felsefesinin Yeri”
Yüksek Lisans Tezi, (ss.156), Erzurum 2013.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder